28 Şubat 2016 Pazar

Vazgeçilmezimizsin "TON BALIKLI SALATA ! "

 Bazen sağlıklı yiyecek bulmakta zorlanıyorum. Buz dolabının kapağını açıyorum bakıyorum hiç bir şey bulamadan buzdolabının kapak açık uyarı sesini duyunca kapatıyorum. Gidip oturup ne yapacağım bunalıma giriyorum. İşte böyle zamanların kurtarıcısı bizim evde SALATA. Salata olmasa ne yapardım bilmiyorum.
  Salata yaptığım günler bizim için klasik ya dizi ya da film günü olup ekstra birde eğlence buluyoruz kendimize. Resimdeki gibi salatadan 2 tane yapıyorum birisi eşime birisi de bana, alıyorum elimize oturuyoruz koltuğumuza açıyoruz filmimizi salatamızı yerken keyif ile izliyoruz. Tavsiye ediyorum kesinlikle. Eğlenirken doyuyorsunuz. Çok yorucu da olmuyor bayanlar :)
  Salata deyip geçmemekte lazım tabi ki de bir iki küçük püf noktaları her yemeğin olduğun gibi salatanın da var. Nasıl bir cümle kurmuşum öyle :) Hemen salata mı ve püf noktaları paylaşayım sizinle;


MALZEMELER:

+Marul
+Domates
+Salatalık
+Havuç
+Turp 
+Dere otu
+Mısır
+Ton balığı 
+Limon

   Bunlar benim tercih ettiğim salata malzemelerim. Siz başka sağlıklı salata malzemeleri ekleyebilirsiniz. Mesela maydonos gibi ben sevmedim sevmeyeceğim o da eminim beni sevmiyordur:) 
   Gelelim püf noktalara ;

PÜF NOKTASI 1:  

   İlk püf noktamız kırmızı lahana ile ilgiliydi. Ben kırmızı lahana turşusuna bayılıyorum pek beceremesem de. Ve salatada bu tadı elde edip o kırmızı lahananın sert tadını da yumuşatmak için kırmızı lahanayı ayrı bir kapta doğrayıp tuz ile yoğuruyorum bir 5 dakika kadar. Böylelikle yumuşuyor o çok sertliği gidiyor. Tavsiye ederim.

PÜF NOKTASI 2 :

  Sıradaki püf noktası da mısır ile ilgili. Mısır aşığı birisi olarak konserve mısırları çok sevmiyorum açıkçası. Her zaman için kendi hazırladığınız kendi yaptığınız en sağlıklısıdır. Mısır zamanı her hafta bol bol mısır alıyorum. Düdüklü de haşlayıp bir kısmını yiyerek geri kalan kısmını elimle tek tek ayırıp poşetleyip buzluğa attım. Çeşitli salatalarda kullanıyorum. Buzluktan çıkarıyorum suya tutuyorum 5-10 dakika içinde kullanılabilecek duruma geliyor. Sizi çok yormuyor ve birde en doğalı en sağlıklısı oluyor :)

PÜF NOKTASI 3 :

  Son püf noktamızda salata sosu, baharatları... Kesinlikle metabolizma hızlandırıcı sızma zeytinyağı kullanmalısınız, limon suyu faydasını ise herkes biliyordur artık. Tuz istiyorsanız kullanın ama ben kullanmaktan yana değilim açıkçası. Karabiber gibi sevdiğiniz baharatlardan birer tutam da atmak sizin tercihiniz olur :)

   Derken ton balıklı salatamız hazır. Ha birde ton balığını alırken mutlaka değerlerini yağını, protein miktarını inceleyin ki daha sağlıklı olsun. Sağlıklı bir hayat bir vücut istiyorsanız kesinlikle bunu yapmalısınız. Değişimi kısa zamanda hissedeceksinizdir.
   Afiyet olsun :)



26 Şubat 2016 Cuma

ELMALI TURTA

   Biliyorum biliyorum sağlıklı yemekler, yiyecekler paylaşmak istiyorum. Ama yeni başladığım için ufak bir yaramazlıkla başlamak istiyorum. İlk tarifimin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum açıkçası çünkü. Ama tadı enfes. Bir yerde okumuştum tadı güzel olan çoğu şeyde sağlıksızdır. Mesela şeker zararlı diye onca çayı kahvemi şekersiz içerken bu turtaya toplamda 1 buçuk bardak şeker atıyoruz. Bu resmen intihar benim için. 7 buçuk aylık evliyim daha ilk defa turta yaptığım içinde içim rahat aslında :)
  Bence de bu kadar konuşmak yeter sizinle paylaşayım bakalım beğenecek misiniz turta mı ? Beğenirseniz söylemekten çekinmeyin olur mu :)

  Bu da turtamız beğenenler için tarifide yazıyorum ;

Malzemeler

+250 gram margarin
+1 su bardağı şeker
+2 adet yumurta
+1 çay bardağı süt
+1 paket vanilya
+1 paket kabartma tozu
+ Aldığı kadar un

İÇİ İÇİN ;

+3 Elma
+7-8 yemek kaşığı şeker
+ tarçın
+ceviz 

YAPILIŞI;

Öncelikle iç harcı hazırlamayı tercih ettim. Elmaları rendeleyip diğer malzemeleri de karıştırıp ocakta bir 15- 20 dakika pişiriyoruz. Bir yandan da margarini erittim. Eriyen margarini karıştırma kabına aldım şekeri yumurtayı sütü atıp çırptım. Malzemeler tamamen karıştıktan sonra unu kabartma tozu ve vanilyayı atıp kıvam vermeye başladım. Hani hep derler ya kulak memesi kıvamı diye bana çok garip gelmiştir. Bana göre yapacaksanız eğer artık elinize yapışmıyor şekil verilebilecek kıvama geldiyse olmuştur demektir. Her şey hazırsa önce fırın kalıbı sıvı yağ ile yağladım. 1 avuç kadar hamuru ayırıp geri kalanını fırın kalıbının kenarlardan taşacak derecede yaydım. Daha sonra elmalı harcımı kalıba yaydım. Ayırdığım hamuru da sepet örgüsü gibi üstünü süsleyerek turtamı tamamladım. 180 derece fırında yaklaşık bir 45-50 dakika pişirdim ama pişme süresi fırına göre değişebilir siz yine ara ara kontrol etmeyi unutmayın afiyet olsun :)

Kalıbımda Tantitoni'den alınmıştır  :)


25 Şubat 2016 Perşembe

Kaş 2015...

 Kaş güzel kaş... 2015 ağustosta düğünden sonra arkadaşlarımızı alıp 4 kişi yola çıktık. Planımız plansızlıktı. Tek planımız eğlenmek gezmekti. İlk durağımızda benim isteğim ve  merakım üzerine Kaş'tı. Yolda Kaş'ta kalınacak yerlere baktık ama işte bu şahane bir yer diyeceğimiz bir yer olmadı açıkçası 1-2 yer olabilir dedik. 2-3 saat yol sonrası Kaş'a geldik... Kalabilecek yer var mı önce bir gezelim bakalım dedik ama şaka gibiydi 5 dakika içinde cadde bitti. Kaç yere sorduk hiç yer yoktu. O an plansızlığın ne kadar güzel olduğunu anladık. Derken çokta iyi olmayan bir yerde kaldık yer olmadığı için çoğu yerde. Sadece 1 gün kalmak zorunda kaldık. Şuan fotoğraflara baktım çok fazla fotoğraf çekmemişiz ama çektiklerimizi sizinle paylaşmak istiyorum. Bilgilendirmek içinde ilk 2 fotoğrafı malesef Google amcadan aldım .
  İlk yaptığımız hazırlanıp denize gitmek oldu. Kaldığımız yer bizi sahile arabayla götürdü. Merdivenlerden inin sahil orada dedi. İndik ve tek yaptığımız gülmek oldu. Bizi küçük çakıla götürmüş. yüzme bilmeyen kişilerin kesinlikle Küçük çakıla gitmelerini tavsiye etmem. Fotoğrafa bakınca sizde anlayacaksınız;

   Evet evet sahil sadece bu kadar biraz yüzünce deniz genişliyor orada yüzüyor herkes genelde ama dediğim gibi yüzme bilmeyen kişiler bence bu sahili tercih etmemeli kesinlikle :)

  


   Burası da akşam sokaklarında dolandıktan sonra oturup bir şeyler içtiğimiz yer; Blue Bar. Tavsiye ediyorum kesinlikle güzel bir mekandı. Ayrıca akşam Kaş'ın sokakları, mekanları, satış yapanları görülmeye değecek güzellikte.
   Bir diğer güzellik ise ilk tanıştığımız ''Buzlu Badem''. Hiç bu kadar güzel tadı olabileceğini tahmin etmiyordum. Kabuğunu çıkarmanız gerekiyor. Ben kabuğunu çıkarmayı çok beceremedim bir yerinden bastırmanız gerekiyordu bunun içinde çözümüm Eşimin güçlü elleri oldu :)  Kesinlikle denemelisiniz. Şuan olsa oturup 1 kilo yiyebilirim.

  Kaş bana göre gidilip görülmesi gereken ama gezilip görülecek çok yer isteyen kişiler tarafından 1-2 günlük ziyarette bulunması gerektiğini ama başımı dinleyeyim huzuru bulayım derseniz bu süre çok daha uzun olabileceğini düşünüyorum. Ben gittiğimde çok mutlu oldum. Güzel sokakları ve mekanları var. 
   Derken bizim Kaş maceramız bitti ve yine yollara düştük. Kaştan bizde kalan fotoğraflarımızı da paylaşmak istiyorum;





21 Şubat 2016 Pazar

küçük şeyler büyük mutluluklar 💝

   Öğretmenlikte yeni sistem olan stajyer öğretmenlik bana vurdu. Benim için iyi oldu eşimden evimden ayrılmadım  ama bu seferde eve kapandım 2 haftadır. Sıkıntıdan kendimi sosyal paylaşımlara verdim. Mesela bu Blogger olayı gibi. Ha birde İnstagram. Yoksa siz hala takip etmiyor musunuz beni ? Çok ayıp hemen takibe başlayın bence ➡️➡️ hesabım: mcdrgn . Şimdiden teşekkür ederim 😀
   Sıkıntıdan evde vakit geçirmek için Elele dergisi almıştım. Kahvaltıda okuyacaktım fotoğraf çekesim geldi ve çekip paylaştım. Dergiyide etiketlemiştim hiç bir şey düşünmeden. Ve bu sabah bir baktım ki Elele dergisi fotoğrafımı repost yapmış. Koltuktan kalkacak halim yokken evden çıktım arabaya gittim ve geri geldim düşünün artık mutluluğumu. Mutluluk ufak şeylerle bittiği gibi çok minik şeylerlede tavan yapabiliyor. Herkes mutlu olsun inşallah. 
   Küçük şeyler büyük mutluluklar. İyi pazarlar 💐
 



   Bu da paylaşılan fotoğrafım mutlu eden Elele dergisine teşekkür ederim  💝💝😜

19 Şubat 2016 Cuma

Yazar olmak dönemsel milli hayalimizdir ...

   Hepimizin hayali değil midir gerçekten? Özellikle ortaokul lise çağlarında. Ben çok iyi hatırlıyorum ne şiirler yazardım sanırsınız bir Aziz Nesin, bir Nazım Hikmet'im gibi gezerdim ortalıkta. Gerçekte olan ise sonunda biraz kafiye,  2-3 dörtlük olmuş birde altına adım yazılmış şiir değil şiirimsi olmaya aday adayı 😀
   Şiir neyse ya o kitap yazma çabalarına ne denilmeli? Yazılan basit hikaye ama bunuda sanırsınız ki yazılanlar bir Tutunamayanlar kalınlığında kitap. Kitap denemeleri de başarısız bu da olmadı. 
   Üniversiteye başlayınca benim hiç vaktim olmadı belki de o yüzden bir şair bir yazar olamamışımdır. Farkındaysanız hala içimde bir cevher var da çıkaramıyormuşum havalarındayım. Kendim bile inanmadım sizinle paylaşmak içinde silmedim kendimi eleştirdim. Acaba eleştirmen mi olsam ? Bak bunu hiç düşünmemiştim.
    O bu değil de beni tanıyanlar bilir aslında ben konuşmayı çok seven çok becerebilen birisi değilim (nazımın geçtiği kişiler hariç ). Konuşmak çok zor bir şey bence en basit bir cümleden ne arkadaşlıklar ne akrabalıklar bitebiliyor. Belki bu yüzdendir suskunluğum. Konuşmayı sanat sayıyorum az konuşmayı düşünerek konuşmayı tercih ediyorum. Bence bunu bazı insanlarda denemeli. Herkes bir sanatçı değil. 
   Bir şair, yazar,eleştirmen değilim konuşmayı sanat sayıyorum peki iyi bir Blogger olabilecek miyim? Bakalım zaman bizi nerelere savuracak ...

   Peki sizin içinizdeki yazarlıktan ➡️➡️⬇️⬇️
 ❓❓❓❓



17 Şubat 2016 Çarşamba

Tarih kokan İstanbul ...

   Merhaba bloggerlık. Umarım kısa soluklu olmazsın.
   Bu ilk yazımı İstanbul'la başlamak istedim. Bu yıl yoğun bir 15 tatil geçirdik eşimle. Ailelerimiz ve biz çok uzak şehirlerdeyiz malesef. Bizim 2. durağımızdı İstanbul. Büyülü İstanbul...
   Öncelikle aile ziyaretlerimiz vardı daha sonrada sıra gezmeye geldi. İlk gün Akasya avm'ye gittik. Alanya'ya gelen ve yaşayanlar iyi bilir. Alanya'nın öyle büyük bir avmsi vardır ki içinde toplamda 3 mağaza vardır o derece büyük. Alanyumdan sonra Akasya avm çooook büyüktü fakat kapalı alana alışkın olmadığımız için 1. mağazadan sonra bütün enerjimiz bitti kendimizi hemen kahve içmeye attık. Kahve içmeseydik kendimize gelemezdik sanırım. Neyse günümüzü avmde bitirdik çünkü gitmesi gelmesi trafiği zaten 3 saat diyebiliriz.
    Daha sonraki gün ise öylesine güzeldi ki... İlk durağımız Şahane ''KARAKÖY''dü...


  Bu tarz şahane grafitilerle dolu şahane sokakları vardı.Bol bol resim çektik çekindik. Hala instagrama fotoğraf koymayı düşündüğüm an aklıma ilk Karaköy fotoğrafları geliyor. mekanlarda çok güzeldi. Ordan da galata kulesine geçip yolumuza devam ettik.
 Günün yeni durağı ise ''SARIYER'' sahiliydi. Güzel bir yürüyüş ile burda da boğaz kokusunu doya doya içimize çektik. Ve tabiki bol bol fotoğraf 3. köprü eşliğinde...
Buda AŞK ile 3. köprü hatırası :)

 Ve malesef balık ekmeğimizi yiyerek yine 148763 saat süren yoğun trafik ile günü sonlandırdık. İstanbul için ayrılan günde bitti böylelikle. 
  Her yerinde tarih kokan koca şehir İstanbul... Seninle  tatillerde vakit geçirmek, eğlenmek çok güzel ama yaşamakta bir o kadar zor bence... Büyüksün iyisin hoşsun da niye bu kadar kalabalıksın ?
  Yeni bir tatilde görüşmek dileğiyle...